Bülent Buda: Az süre almak, çok süre almak… Tek ve önemli gerçeği belgelemek. Hazır olmak. İzmir’de 5 gol yiyen Eyüpspor unutmamıştı elbette o tabelayı. Stoilov bir filozof. Çoğunlukla oynamaya aç olanları sürdü alana. Dengeli bir karışımla. Şok yaşadı Arda Turan ile arkadaşları. Kulübeye çekilip hep o ellerindeki alete baktılar. Ne görüyorlarsa oralarda? Çok yakışıklı değil ama çok akıllı Stinamir (İlk adıyla) Ben bile söylendim. Adamların bakmayın alkışladığına, İzmir’deki 5 golün acısını çıkartmak için nöbetteler. Söylenip duruyorum. Alandaki sarı kırmızılılar takır takır oynuyor. Savunma hatasız. Tek geçit vermeden oynarken tutamıyorsunuz üstüne bir de ataklara katılıyorlar. Yetmiyor bir de gol atıyorlar. Şöyle bir baktımda iyi bir takım değil, mutlu bir takım Göztepe… Bu vurgunun anlamını seyredenler değil, oynayanlar bilir. Futbol mevsiminin izleyenin değil oynayanında keyif aldığı sıra dışı bir gündü. Kötü yoktu. Daha iyiler vardı. Ama her şeyden öte bir takım vardı. İzlenmesi keyif veren, sevdiğimiz!
Fatih Tanfer: ‘‘Marifet iltifata tabidir’’ diye çok sevdiğim bir söz vardır. Kısaca başarılı bir kimse desteklenir, takdir edilir demektir.
Elbette bu sözü Göztepe Teknik Direktörü Stanimir Stoilov için söylüyorum. Evinde Kocaelispor deplasmanda Erzurum mağlubiyeti sonrası göreve gelen başarılı teknik adam öncelikle istikrarı sağlayıp, takım ruhunu ve gücünü artırdı.
Başarının önemli nedenlerinden birisi takımda her oyuncunun mücadele etmesiydi. Asla taviz verilmeyen oyun disiplini bir de buna yüksek enerji eklenince işte karşımıza umutsuzluktan Süper Lig’e gelen Göztepe çıkıyor…
Stoilov’la iyi oyun felsefesi, sahanın her yerinde baskılı oyun anlayışının futbolda ne kadar egemen olduğunu gördük. Başarının tanımı değişkenlik gösterebilir. Değişmeyen tek şey oyundaki istikrardır. Takımın eksik yönlerini geliştirmedeki ve rakipleriyle mücadele şekliydi. Asla duygularına kapılmadı. Mantığını kullandı. Bu olgunluğu ve ciddiyeti sayesinde oyuncular son düdüğe kadar mücadele ettiler.
Takım halinde düşünce, ruh ve asla kaybetmeme anlamında çok hırslıydılar. Her oyuncu başarıyla görevini yaptı. Lider Eyüpspor’u 3-0 yenince eksik kadrolu Göztepe galip geldi denildi. İşte Stoilov’un sırrı buradaydı.
Oyuncuların hepsi hazırdı. Doğru antrenman, gelişen oyuncular ve gelişen Göztepe. 5 yeni oyuncu sahada yer almış farketmedi. Çünkü onlar kendilerini hep hazırladılar.
İyi bir takım için gerekli olan takım arkadaşlarıyla anlaşan birbirini seven bir Göztepe oluşturdular. Bütün bu doğrular birleşince iyi bir takım için gerekli olan oyun gücüne de kavuştu ve Süper Lig’e çıktı.
Yaşanılanlar asla tesadüf değildir. Teşekkürler Stoilov ve teşekkürler emek veren futbolcular. Elbette Türkiye’nin takdirini kazanan takımdan desteğini esirgemeyen büyük Göztepe taraftarı teşekkürün en büyüğünü hak ediyor.
Mehmet Demirtaş: Göztepe, Süper Lig’e dönüşünün ardından formalite maçlarına çıkıyor gibi görünse de, Eyüpspor karşısındaki harika takım oyunuyla yine alkışı hak etti. Ligin ilk yarısında 5 gol attıkları rakiplerine bu kez deplasmanda 3 gol atarak gösterdikleri oyunun kalitesini bir kez daha ortaya koydular.
Maç öncesi, Süper Lig’i garantileyen iki takımın birbirlerini alkışlaması, futbol dünyamızda alışık olmadığımız bir sahneydi. Bu nezaket, futbolun aslında bir rekabet oyunu olmasının yanında, dostluğun ve Fair Play’in de önemli bir parçası olduğunu hatırlattı.
Göztepe’nin hisselerini elinde bulunduran Danimarkalı yatırımcının gelecek planlamasını çok iyi yapması gerektiği bir gerçek. Ancak onların bu konuda başarılı olacağına olan inancım da tam. Süper Lig’e yükselmek önemli bir adım olsa da, orada tutunabilmek çok daha zorlu bir süreç.
Ülkemizdeki transfer politikaları ve bunların doğurduğu olumsuz sonuçlar göz önüne alındığında, Ankersen ve ekibinin bu tuzaktan kaçınacağına olan güvenim tam. Göztepe’nin Süper Lig’de sadece asansör takım olmayacağına, aksine üst sıraları zorlayacağına inanıyorum.
Taraftarın beklentileri önemlidir, ancak kulübün daha gerçekçi ve sürdürülebilir adımlar atacağına eminim. Göztepe’nin Süper Lig’deki başarılı performansı, sadece kulübün değil, aynı zamanda Türk futbolunun da önemli bir kazancı olacak.